Elektronik ürünler, hayatımızın ayrılmaz birer parçası. Bugün hepimizin evinde buzdolabı, fırın, televizyon veya bilgisayar gibi ürünler var. Bu içeriğimizde, bu elektronik ürünlerin sadece fişleri takılı iken enerji tüketip tüketmeyeceklerini irdeleyeceğiz.
Doğrudan söyleyelim; kullandığınız elektronik ürünlerin neredeyse tamamı, prize takılı olmaları durumunda enerji tüketirler. Bu tüketim, tahmin edebileceğiniz üzere elektrik faturasına da yansır. Ancak burada bilinmesi gereken bir husus var. Diyelim ki bir televizyonu kumandadan kapattınız ve bir ay boyunca öylece bıraktınız. Sonraki ay ise bir televizyonu ay boyunca çalışır olarak bıraktınız. Televizyonun kapalı ancak prize takılı olması, daha az elektrik tüketip, daha düşük fatura olarak karşınıza çıkacaktır.
Fişi takılı aletlerin tükettiği enerjiye “vampir şarjı” deniyor!
Bütün elektronik ürünler, adından da anlaşılabileceği üzere türlü türlü elektronik devreler içeriyor. Bu devreler bir enerji kaynağına bağlandığında, aktif olarak çalışmasalar bile elektrik harcıyorlar. Hatta sektör, tüketilen bu elektriğe “vampir şarjı” ve “hayalet yük” gibi isimler de koymuş durumda.
Gelelim işin maddi boyutuna… Hadi hep birlikte, ortalama bir televizyonun fişe takılı ancak kullanılmıyorken harcadığı elektriğin, faturaya ne kadar etki edeceğini hesaplayalım.
Bir televizyonun bekleme modundayken ortalama enerji tüketimi 1,3 watt.
Piyasada bulunan 107 farklı televizyonun enerji tüketim miktarları ile ilgili bir araştırma yapan “Eco Cost Savings”e göre(*) televizyonlar, bekleme modundayken ortalama olarak 1,3 watt elektrik harcıyor. Burada dikkatinizi çekmek istediğimiz bir husus var. Televizyonlar, açık durumdayken ekran boyutu ve çözünürlük gibi hususları da içine alarak enerji tüketiyor. Ancak bekleme modundaki bir televizyonun ekran boyutu ve çözünürlüğü ne olursa olsun, harcadığı enerji pek de değişmiyor.
Şimdi biraz matematik: Bir ürünün faturaya olan etkisini watt üzerinden değil, bu ürünün kWh karşılığından değeri ile bulabiliriz. Bu dönüşümü yaptığımızda, bekleme modundaki bir televizyonun bir saatte harcayacağı elektriğin 0,0013 kWh olduğu sonucuna ulaşırız. Türkiye’deki günlük televizyon izleme ortalaması ise RTÜK’e göre yaklaşık 5 saattir(**). Bu durumda, bekleme modundaki bir televizyonun faturaya olan etkisi, günlük 0,025 kWh olarak kabul edilebilir. Buradan da aylık 0,75 kWh kullanım ile faturaya olan etkisinin 1,31 TL(***) olduğu sonucuna ulaşırız.
Madem maliyeti çok da değiştirmiyor; fişi çekelim mi, çekmeyelim mi?
1 TL’nin çok da önemli olmadığını düşünmüş olabilirsiniz. Peki bu durumda fişi çekmeli miyiz, yoksa televizyonlar bekleme modunda mı kalmalı? Bir televizyonun bekleme modunda kalmasının bazı avantajları vardır. Öte yandan, televizyonu fişten çekmek de bazı avantajlara sahiptir. Biz bu hususları size sunalım, son sözü siz söyleyin.
Televizyonun fişe takılı bırakılmasının avantajları:
- Televizyona sunulan yazılım güncellemeleri için uğraşmazsınız. Pek çok televizyon, bekleme modundayken güncellenmektedir.
- Destekleyen televizyon modelleri bekleme modundayken program kayıt özelliği sunmaktadır. Böylelikle siz uyurken veya başka bir işle meşgulken, daha sonradan izlemek istediğiniz programları kaydedebilirsiniz.
Televizyonun fişe takılı bırakmamanın avantajları:
- Enerji tüketimi sıfıra indiği için faturanız az da olsa düşecektir.
- Fırtına gibi olumsuzluklar nedeniyle meydana gelebilecek akım değişimlerinden korunmuş olursunuz.
(*): Energy Cost Savings’in tüketim verileri ile ilgili makalesine buradan ulaşabilirsiniz.
(**): RTÜK’ün “Gençlerin Medya Kullanımı ve Dijital Okuryazarlık Araştırması”na buradan ulaşabilirsiniz.
(***): Fatura hesabı, Aydınlatma Portalı’na ait elektrik faturası hesaplama aracıyla yapılmıştır. O araca buradan ulaşabilirsiniz.